11 Mayıs 2012 Cuma

Her zaman en sevdiğimdir ,uzaydan dünyaya bakmak.Ulaşabilinen sınır bile aklımızı alırken,yayıldığımız yerden hayatı yorumlamamız nasıl bir salakça güven? Gerekliliğine söylenecek söz yok.Yine de düşünmeden edemiyor insan.Önemli olan nereye ait olduğun galiba...Ya uzaydan bakmalısın dünyaya -tanrı gibi- ya da dünyadaki krallığında oturmalısın efendi efendi.Arası kabul edilmemeli.(yolcuların yeri ayrı)

Sevdiğim bir çok insan var.Hepsi benden çok farklı.Bu biraz benim sorunum,biraz da onların.Eskiden" farklılık sorun değil "derdim."Kuşlar,çiçekler,böcekler..." Ah,bak işte rengarenk bir kelebek kaçtı k.çımıza...

Kimseyi yargılamaya hakkımız yok.Ucu bize dokunabilir çünkü.Aslında en dürüst açıklaması bu.İyi de ama...Yanlışlar doğruyu getirir bazen.

Hayat ,tam karnının üstünde zıplar bazen ve seni ikna etmeye çalışır:"olması gereken bu""ben böyleyim"  "uz
laşmalısın""benim de sorunlarım var""hata yapmışım""pişmanım"

İnsanların kendilerini ve hayatı nasıl bu kadar kolay affettiklerini anlayamıyorum.Kabul ediyorum ama.Her zaman anlamak gerekmiyor çünkü.Kabul edemediğim,her şeyin bu kadar har vurulup harman savrulması.Anlayamadığım insanların nerelerine güvenip bu kadar riske girmesi...