31 Ağustos 2013 Cumartesi

sabaha karşı havada uçuşan kelimeler arasından en uygun olanları seçmek üstün yetenek gerektiriyor sanırım. yine de ne zaman bu kadar indirebilirim ki gardımı? avuç avuç toplamalı o kelimeleri.fazla olsun, zararı yok.eksik kalmasın yeter ki.
damıtılmış zamanlar kalacak zaten elimizde eninde sonunda.bir zamanlar unutmak isteyip de cehennemin dibine gömdüğüm günleri bile özlüyorum aslında. o cehenneme dalıyorum yalnız kaldığımda. kime kızacağımı bilemiyorum. öyle çok ki alternatifler... hikayedeki kime elimi atsam çürümüş bir parçası bende kalıyor. asla tutamayacağım söz geliyor aklıma. yapamayacağımı biliyorum. biraz daha kaçıyorum içime.
kırpa kırpa şarkılar kalıyor. akla zarar gerçekçiliğim ve senin özürlerin kalıyor geriye. affetmenin hafifliği kalıyor. bir daha affedemeyecek olmanın ağırlığı yok ediyor sonrasında  içimdeki iyiyi. geriye hiçbir şey bırakmadım. tüm kırılmış yerlerimi yapıştırdım bildiğim gibi. "bir tek ben mi biliyordum!" diye düşüne düşüne. anladım sonuçta ama daha iyi olmadım. sadece "bildim"
daha "fazla" oldum sonra. daha yalnız, daha anlayışsız, daha gerçekçi, daha korkak, daha cesur, daha gürültülü, daha deli. yine de anlayamadım. düşünmeyi bırakmıştım kazımamam gereken o izi bulana kadar.
hayvanlara has içgüdülerden biri olsa gerek bu benimki. ya seninki ? akla zarar cesaret... sabrı zorlayan, hala ısrarla kıran, sadece yok etmeye yarayan, durmadan yarayı kaşıyan kaşıyan...
bıraksanız da özlersem o cehenneme dalıp sizi çıkarsam... bıraksanız da hep birlikte batmasak ? biraz rahat bıraksanız? olmanız gereken zamanlarda yanımda olmadığınız gibi.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder